Husûsen erbâb-ı ilim, her bilene bu vazîfe
Görmelidir bu hizmeti olup tâife tâife
Çünkü emr-i bi'l-ma'rûf nehy-i ani'l-münkerdir gâye
Bu fermâna riâyettir ancak bu dini vikâye
Şerefli ümmet olarak yaşamak sırrını bilmek
Bu ulvî yol ile kâbil ancak bu şerefe ermek
Başta âlimler gelir, erdir tevhîd-i ehl-i îmân
Olmazsa tevhîd-i İslâm, bil felâkettir o zaman
İrşâd ile olmalı bozulmuş ferd-i İslâmiyye
Tevhîd-i İslâm için şarttır nasîhat-ı dîniyye
Çünkü bozulmuş amel, çıkmış gâyesinden her insan
Böyle bir mekteb-i irfâna dönmek en büyük ihsan
Kısmı a'zamîsi bizden, yoktur karışık şüphesiz
Neden olsunlar ki böyle bir nesl-i âlîmiz dinsiz
Kim bulur İslâmı huzur, oldukça kardeşin vîrân
Ne yazık yoktur hâlini, ne de derdini bir soran
Neme lâzım diyerek geçme inkisâr-ı âlemden
Uzat, tut elini, kurtulsun her zulmet-i elemden
Bu ilâhî vazîfe mutlaka farz olmuştur sana
Sakın neme lâzımmış deme, bu lâzımdır de bana
HAKK'A DÂVET 8